AYÇÖREĞİ YALNIZCA BİR ÇÖREK DEĞİLDİR - Nilufer.ist
1242
post-template-default,single,single-post,postid-1242,single-format-standard,ajax_fade,page_not_loaded,,no_animation_on_touch,qode-theme-ver-7.7,wpb-js-composer js-comp-ver-4.7.4,vc_responsive
 

AYÇÖREĞİ YALNIZCA BİR ÇÖREK DEĞİLDİR

05 Nis AYÇÖREĞİ YALNIZCA BİR ÇÖREK DEĞİLDİR

Her şey sıradışı bu roman da…

Buket Uzuner’i uzaktan uzaktan takip ederdim ama bu son kitabı en güzeli olmuş bence daha doğrusu yeni bir kitap serisinin başlangıç kitabı olan Uyumsuz Defne Kaman’ın Maceraları: SU.

Everest Yayıncılığın 2012 yılı fırınından taptaze çıktı!

Mutluluk Bilgisi (= Kutadgu Bilig) kitabına gizlenen esrarengiz şifrelerden yola çıkarak kurgulanmış hikayeyi ve kahramanlarını özel  yapan o ki; günümüz toplumsal sorunlarınının pek çoğunu kurgu içerisinde gözünüze sokmadan ortaya koyması.

Üstelik yazarın kelimelere yüklediği farklı anlamlar ve hem unutulmuş kültürler hakkında bilgilendirmesi, hem de ben niye varım sorusunu soran herkese yol göstermesi açısından eğitici bir kitapta olmuş. Kitabın en etkileyici cümlesi bence: ‘’ Yaşamak, tabiatın ‘efendi’si değil, onun parçası olduğunu hissetmektir, çünkü ona döneceğiz!’’ Üstüne ayrı bir kitap yazılır desek yeridir.

Konuyu anlatıp, kahramanlar hakkında tiyolar verip romanın büyüsünü bozmak istemiyorum 🙂

Ama ilgilenenler için biraz Mutluluk Bilgisi (= Kutadgu Bilig) kitabından bahsetmek iyi olur diye düşündüm.

11. yüzyılda Yusuf Has Hacib tarafından mesnevi tarzında siyasetname türünün ilk eseri olarak Türk dilinin Hakaniye  lehçesi ile yazılmış. Yusuf Has Hacib’in ifadesiyle kitabın adı ve manası en iyi aşağıdaki beyitlerde açıklanmış.

‘’ Kitabın adını Kutadgu Bilig koydum; okuyana kutlu olsun ve ona yol göstersin. Ben sözümü söyledim ve kitabı yazdım; bu kitap uzanıp her iki dünyayı tutan bir eldir. İnsan her iki dünyayı devletle (mutlulukla) elinde tutarsa; Mes’ud olur, bu sözüm doğrudur.’’

Eser yazıldıktan bir süre sonra unutulmuş ve zaman içerisinde üç nüshası ortaya çıkmış. İlk nüsha Herat, Fatih zamanında İstanbul’a getirilmiş daha sonra Viyana İmparator Sarayı kütüphanesinde ortaya çıkmış ve 1942 de TDK tarafından basılmış. İkinci nüsha Fergana (en önemli nüsha kabul edilmektedir) Türkistan da ciltleri dağılmış hatta bazıları kaybolmuş bir halde bulunmuş ve 1943 yılında TDK tarafından basılmış. Üçücü nüsha olan Mısır Nüshası Kahire Hidiv Kütüphanesin de bulunmuş ve yine 1943 yılında TDK tarafından basılmış.

Sonsöz yine Yusuf Has Hacib den olsun:

‘’ Aklın süsü dil, dilin süsü sözdür. Kişinin süsü yüz, yüzün süsü gözdür.

   İnsan sözünü dili ile söyler, sözü iyi olursa yüzü parlar’’

Okuma mekanı önerisi: Ben baharın bu güzel başlangıç günlerinde bahçemdeki mis gibi çiçek kokuları kuş cıvıltıları arasında kahvemi keyifle yudumlayarak okudum tavsiye ederim:)

Yorum Yapılmamış

Yorum yap
CAPTCHA

*

Başa Dön