25 Oca QUI SCRIBIT, BIS LEGIT!
YAZAN İKİ KERE OKUMUŞ SAYILIR!
Bir şeyler yazmak önce içte gelen bir dürtüyle başlıyor, sonra olur mu olmaz mı nın iç hesaplaşması öne çıkıyor, daha sonra nasıl olur sorusu beynini kurcalamaya başlıyor ve dolayısıyla herkes nasıl yapıyor, tekniği var mı, ben de neler eksik sorularına cevap ararken bir çok kitapla tanışıyorsun.
Konuyla ilgili sayısız yazı, makale ve kitap okuyorsun onların tortusu ve içsel güdülerin sana yol gösteriyor. İşte benim yazma hikayemin özeti; bunları YAP bunları ASLA YAPMALARIM!
-İyi bir hikaye anlatan iyi bir roman ortalama 100.000 kelimeden oluşur.
-Okur kitabınıza ortakdır, işin bir kısmını ona bırakın.
-Yanıt üretmekten çok soru üretmek yapıtı derinlikli kılar.
-Sınırlarla mücadelede tek silah hayal gücüdür.
-Kitaba dinamik ilginç bir olayla başlayın.
-Diyaloglar hikayeyi daha ileri götürmelidir.
-Daha iyiyi aramanın sonu yok, nerede durulacağını öğrenin.
-Bilgisayarlar, daktilolar sonra ki aşama, her yazma seansına serbest yazı ile başlayın. En iyi dostunuz kalem&kağıttır.
-Herkes bir romana başlayabilir ama bitirmek gerçek hüner ister.
-Ortada bir sınır yoksa hayal edilebilecek bir sınırötesi de yoktur.
-Beş duyuya hitab edebilen ayrıntılar gerçeklik duygusunu arttırır
-Kurmaca yazmak bir anlamda zamanı yönetmektir.
-İlk kez yzanlara en uygun anlatıcı-yazar olarak yazmaktır.
-Hikaye karekterin yaşamında açtığımız bir penceredir.
-Para için yazmayın. Bu işte para yok.
Anladım ki zorlu bir yolculuk ama bir kez yola çıktınmı da dönülmez bir yol oluyor. İşin içine hem ego hem haz giriyor.
Atinalı Ünlü filozof Aristippos’un dediği gibi: Vazgeçebileceğin hiç bir şeye değer verme! İşte sonunda yazmak da sizin vazgeçemeyeceğiniz oluyor. Ben yolun başındayım 🙂 hepimize kolay gelsin.
Okumak isteyenlere de;
Stephen May ‘Yaratıcı Yazarlık’
Can Gürzap ‘Söz söyleme ve diksiyon’
Murat Gülsoy ‘Büyübozumu: Yaratıcı yazarlık
Kitaplarını okumalarını öneririm.
Yorum Yapılmamış