11 Mar 私は日本が大好き
Japoonya’yı hep merak etmişimdir.
İçten içe hatta görmeden sevmişimdir de. Japon yazarların kitaplarını okudukça bu merakım daha da arttı hele bir de japon gelenekleri ile ilgili bu yazıyı okuyunca Dünya üzerinde Japonya gözüme yaşanacak tek yer olarak görünmeye başladı. Okuyun sizde hak vereceksiniz.
Öncelikle yolunuz Japonya ya düşerse ve bir Japon da sizi evine davet ederse bu çok büyük bir olaymış. Çünkü genellikle bizdeki gibi misafircilik yokmuş, görüşmek isteyen aileler dışarıda bir restoranda görüşürlermiş.Eh bence haklılarda bazen beklenmeyen misafir insanı zora sokabilir. Nadirende olsa sizi evlerine davet ettilerse bu sizin için büyük bir onurmuş ayrıca en önemli ortak noktamızda onların evlerine de ayakkabı ile girilmemesi gerektiğiymiş. Bizdekinin tersine çay ikaramı Japon misafirliğinde artık kalkmanız gerektiğinin göstergesiymiş ve çay içilip evsahibinden izin istenirmiş. Yani bizdeki gibi daha karpuz keseceğdik cümlesi ile bitten bir ısrarı evsahibinden duyamazmışınız. Gözünüzü dikip bakmak çok ayıp sayıldığından herkes özelikle trenlerde uyumasalar bile gözlerini kapatıp uyuyormuş gibi yaparlarmış yani trenlerde uyuyan Japonları görüpte çok yoruluyorlar diye düşünmeyin. Genellikle genç kızlar evlenir evlenmez işi bırakıp evinin hanımı olduğundan yalnızca erkeğin kazancı ile evin geçimi sağlanmasına rağmen ailenin tüm parası hanımda dururmuş ve harcamaları hanımlar yaparmış hatta restoranda bile hesabı hanımlar ödermiş. Bu bizim maço türk erkeğine pek uymaz ama neymiş böyle eşler ancak Japon yada bulunurmuş. Kimsenin kimseyi rahatsız etmediği bir ülke olan Japonya da bisikletinizi veya çantanızı bir yere bıraksanız akşama kadar kimse ellemeden aynı yerinde dururmuş. Hatta hanımlar gece çok geç saatlerde bile yalnız başına dolaşabilir, içki içmeye veya yemeğe rahatsız edilmeden gidebilirmiş. Karı koca arasındaki en büyük kavga belki kapıyı biraz kuvvetli kapatmak şeklinde olurmuş. Sözle kavga yapılmazmış kızgınlık daha ziyade bakışlar ile anlatılırmış ki ben buna medeniyet derim. Tabi ağız tadıyla kadınlarını döven erkeklerin pek anlayamayacağı bir davranış biçimi! Alın size bizim toplumumuza uymayacak bir gelenek daha torpil diye bir şey bilmeyen Japonlar da yaşı ve tecrübesi üstün olan hep ileride olurmuş. Sarılma tokalaşma öpüşme ve el temasını sevmedikleri gibi bir çocuğun başını okşamak bile onu kızdırmaya ve aşağılanmasına sebep olurmuş. Sadece hafifçe öne eğilerek selam saygılarınızı sunabilirmişsiniz… Grup psikolojisi ile yaşadıklarından saygı onlar için her şey demekmiş. Topluma, ülkesine, insanlara ve doğaya karşı her zaman saygılı olan Japon insanı elbisesinden kopan bir ip parçasını bile yere atmazmış ki başkalarının haklarını kendi haklarından önde saydıklarından.
Ne dersiniz medeniyet kişisel özgürlüklere saygı ise bu ülkede fazlasıyla var sizde yaşamak istemezmisiniz? A bir de Japon bahçeleri ve sakuralar var ki dünyadaki cennet köşeleri sanki… Haksızmıyım?
Japon yazarlar henüz çok fazla tanınıyor olmasa da benim favorim çağdaş yazarlardan Haruki Murakami ve bir de geleneksel Japon şiiri Haiku ustası Matsuo Basho’dur.
* Bence tanınmayı fazlasıyla hak eden bir kültürleri var! *
Yorum Yapılmamış