09 Mar EN-EL HAK
Gönderim Saati 00:40h
Kategori:
EX-LIBRIS
Yazar: niluferk
İnsanlık tarihi boyunca bugünkü doğruları söyleyip,
inandıkları için ne çok cana kıyıldı, eziyet edildi. Ne dünyanın tepsi gibi düz olduğuna, ne güneşin dünyanın etrafında döndüğüne, ne insan vücudunu incelemenin büyücülük olduğuna inananlar kaldı ne de tersini kanıtlamak uğruna can verenler. Sadece ve sadece gerçekler kaldı bizlere…
900 lü yıllarda Bağdat civarında yaşamış olan Hallac-ı Mansur’da bunlardan biri. Söylediği tek bir cümle sanki hayatının mührü olmuş. Ruhunu kaynağına ulaştıran, bedenini ise akla hayale gelmez işkencelerle toprağa kavuşturan bu gizli öğreti Kevser Yeşiltaş’ın kalemiyle hayat bulmuş. 2011 yılında Sınır Ötesi Yayınları tarafından da okuyucuyla buluşturulan bir kitap paylaşmak istiyorum sizlerle! Yazar pek çok kaynaktan araştırma yaptıktan sonra ve rüyasında Hallac-ı Mansur’u görüp izin aldıktan sonra ancak yazmaya cesaret edebildiğini söylemiş kitabın giriş yazısında. Hallac-ı Mansur’un hikayesi, insanlığa anlatmak istedikleri ve düşüncelerinin günümüzün en büyük keşfi olan Kuantum ile olan yadsınamaz bağı anlatılıyor kitapta.
Her bölümü ayrı düşüncelere sürükleyip, aydınlatıyor sizi ama en çok ilgimi çeken bölüm Elif, Lam, Mim ile ilgili olan bölüm oldu.
Rab’den alemlere akan sonsuz nur dan faydalanmak için dünya okulundaki imtihanın kodudur diyor yazar. Elif başlangıçmış, sayılamayan birmiş, hiçlikten varlığa geçişmiş yani kainatın simgesiymiş. Lam ise hayat ve yaşam lütfuymuş içinde acı da tatlı da olan. Mim işte o Elif’in başlattığını kapatan bitti denilen yerdeki başlangıçmış.
Hallac-ı Mansur’un deyişiyle:
‘’O’nu tanıyan, tanımlayamaz. O’nu tanımlayan, tanıyamaz’’
Son sözleri ise hepimize; ‘’Ölmüyorum, Yüce Gerçeğe kavuşuyorum. Yaratıcı gerçek parçasındanım, aslıma ulaşıyorum.’’
Kitabı okuduktan sonra günlerce Hallac-ı Masur’un sözleri döndü durdu kafam da! Her biri ayrı bir kitap yazdırır insana diye düşündüm.
Kısacası mutlaka okumalısınız diyorum ama kendinizi vererek yani üstadın dediği gibi:
‘’ İki rekat namaz da Allah’a götürür, elverir ki abdesti kanla alınsın ve aşk içinde kılınsın’’
Bol okumalı, bol düşünmeli günler hepinize!
900 lü yıllarda Bağdat civarında yaşamış olan Hallac-ı Mansur’da bunlardan biri. Söylediği tek bir cümle sanki hayatının mührü olmuş. Ruhunu kaynağına ulaştıran, bedenini ise akla hayale gelmez işkencelerle toprağa kavuşturan bu gizli öğreti Kevser Yeşiltaş’ın kalemiyle hayat bulmuş. 2011 yılında Sınır Ötesi Yayınları tarafından da okuyucuyla buluşturulan bir kitap paylaşmak istiyorum sizlerle! Yazar pek çok kaynaktan araştırma yaptıktan sonra ve rüyasında Hallac-ı Mansur’u görüp izin aldıktan sonra ancak yazmaya cesaret edebildiğini söylemiş kitabın giriş yazısında. Hallac-ı Mansur’un hikayesi, insanlığa anlatmak istedikleri ve düşüncelerinin günümüzün en büyük keşfi olan Kuantum ile olan yadsınamaz bağı anlatılıyor kitapta.
Yorum Yapılmamış